Doğayla ve Tüketiciyle Dost Bir Üretim İçin Kibele Kooperatifi

Doğayı, canlılığı ve verimliliği simgeleyen Anadolu’nun ana tanrıça kültü Kybele, bu kez doğa dostu Kibele Ekolojik Yaşam kooperatifine isim analığı yaptı.  Kendi kendine doğuran Kybele, ekolojik üretim yapan küçük çiftçileri, çiftçi adaylarını, ekolojik yaşama ve üretime destek vermek isteyenleri bir araya getirmeyi hedefliyor.

Geçtiğimiz Nisan ayında kuruluş ana sözleşmesi doğrultusunda kibele ekolojik yaşam kooperatifi resmen kuruldu.  Kibele, yıllardır büyük bir özveri ile ekolojik üretim seçmiş kişilerin ortaklığında gelişti. Kooperatif,  aracısız olarak kendi ürettiklerini pazara sunmak, ortaklarının girdi maliyetlerini düşürmek, tüketicilere de sağlıklı gıda temin etmek istiyor. Küçük üreticilerden oluşan kurucu ortaklar, yıllardır aracıların elinde eriyip giden ürünlerini, daha ucuza ve daha düşük maliyetle pazara sunacaklar.

Kooperatif kurucu ortaklarından Berin Ertürk, Adapazarı’nın Maksudiye köyünde sebze ve meyve yetiştiriyor. Ayva, elma ve sebze üretti. Bu kış Bursa ve İstanbul ekolojik ürün pazarlarına kabak getirdi. Toprağında, kendi tavuk gübresini, ürettiği kompostu ve dışardan doğal beslendiğini bildiği hayvan gübrelerini kullanıyor. Niçin Ekolojik tarım sorusuna yanıtı ise “doğrusu o olduğu için.” Ertürk,  “Gelecekte tamamıyla ekolojik tarıma dönmek zorunda dünya. Ekolojik tarımda talep var, ancak mekanizmaları daha tam kuramadık. Ekolojik üretime devam edebilmek, ürettiklerimizi daha güvenli ve ucuza halka sunmak için bu kooperatifi kurduk” diyor.

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de organik tarım süratle “sanayileşmekte.”  Ekolojik üretim yapan küçük çiftçiler büyük işletmelerin ve aracı şirketlerin baskısı altında. Küçük çiftliklerin sadece bir iki ürün yetiştirmeleri, pazara aracılar vasıtasıyla ulaşmaları modeli “akılcı” çözüm olarak sunuluyor. Oysa doğada biyoçeşitliliği savunan ekolojik üreticilerin kendi bahçelerini mono kültüre dönüştürmeleri düşünülemez. Ekolojik üretim yapan küçük üreticiler, organik pazarda varlıklarını kooperatifleşerek sürdürmeyi deniyorlar. Üretecekleri ürünlerin pazarlaması sorunu henüz çözülmüş değil. Doğru bir dağıtım, pazarlama ağı ve planlama ile hem küçük  üreticiler hem de tüketiciler kazançlı çıkabilir.

Afyon, Başmakçı’da ekolojik üretim yapan Vehbi Ersöz, “Üç kişi 300 kişinin karnını doyuruyoruz, kendi ihtiyaçlarımızı bile karşılayamıyoruz” diyor. Geleneksel yöntemlerle, kendi deyimiyle “el değmiş” olarak ürettiği nefis kornişon turşuları, biber, domates salçaları ve güneşte kurutulmuş sebzeler gıda üretim izni engeline takılıyor. Kooperatifin amaçlarından biri de geleneksel gıda çeşitlerimizi yok olmaktan kurtarmak, bu yerel lezzetleri tüketiciye ulaştırmak.

Ekolojik üretimlerini bundan sonra kooperatif çatısı altında yürütecekler arasında Can ve Dilek San çifti de var. Onlar da ekolojik üretim yapan küçük üreticilerin desteklenmesini savunuyor. Kooperatif destekçileri de, endüstriyel, tek tip, şirket karına dayanan  tarımın karşısında direnç kapısı olarak, çeşitliliği, lezzeti, ucuz besini, tohumun geleceğini koruyan tarımı savunuyorlar.

Ekolojik tarımın, tekel konumundaki şirketlerin egemenliğinde bir pazarlama aracı haline gelmeden, bir yaşam biçimi olarak geliştirilmesini sahiplenenler kibele kooperatifi deneyiminin gelişmesine de katkı sunuyor. Kooperatif ürünlerinden edinmek ve kooperatif hakkında daha fazla bilgi sahip olmak için Berin Ertürk ve Vehbi Ersöz ile irtibata geçilebilir. Onların sofralarında yaşamak, bir parça ekmek, tuz ve umut olmak hepimizin elinde. Vehbi Ersöz’ün, Berin Ertürk’ün Mis gibi kokan ekolojik domatesleri, marketlerde büyüyen hormonlu, genleriyle oynanmış domateslere inat sizleri bekliyor. Süper marketlerin raf ömrüne sıkışmış sebzelerine, meyvelerine karşı, taze, güvenilir ve ucuz gıdalar için yerel kooperatifler yaşatılmalı ve geliştirilmelidir.

Yoruma kapatılmıştır.